Yükleniyor . . .

OKULDAKİ PSİKOLOJİK VE FİZİKSEL ŞİDDETİN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

Okullar, ailemizden sonra en güvendiğimiz 2. Evimiz. Sosyal becerilerimizi geliştirmek, kendimizi keşfettiğimiz, çocukluğumuzun ve gençliğimizin ilk yıllarının büyük kısmını geçirdiğimiz yapılardır. Derin arkadaşlıklar, güvenli ilişkiler kurduğumuz ilk alanlardır. Ebeveynlerimizden sonra tanıdığımız ilk kişiler öğretmenlerimiz. Ancak 21. yüzyılın kodları o kadar ağır ki pandemiden sonra değişen dünya, savrulan derinlik algısı, iyiden iyiye kendini dev bir yüzeyselliğe teslim etmiş gibi. Bu durum da son yılarda okullarda psikolojik ve fiziksel şiddet gibi olumsuz davranışların sayısını tuhaf bir şekilde artırdı. Teknolojinin kara deliğine ise  hepimizin düştüğü gibi daha minicik dünyalarında taşındıkları ekranlara adeta büyülenmiş gibi olan çocuklarımız konuşma bozukluğundan yeme bozukluğuna kadar birçok  karmaşayı eş zamanlı yaşıyorlar.  Bir de yetmiyormuş gibi teknolojinin onlarda yarattığı sabırsızlık ve iletişim eksikliği hissi, şiddet biçimlerini doğurmaya başladı. Zorbalık, o kadar küçük yaşlara indi ki ebeveynlerde, eğitimcilerde dev bir sarmanın içinde açılmaz bir düğüm gibi dolaşa dursunlar , çocuklar birbirine fiziksel ve duygusal şiddetin dozunu her geçen gün artırırken örselenmiş bir nesil yetiştiğini sanırım çok sonra fark edeceğiz.  

2012 yılından sonra dünyaya gelen ve Neptün'ün Balık burcundaki döngüsünün etkisi altında büyüyen bu nesil, diğer kuşaklara kıyasla daha berrak düşünen çocuklar olarak biliniyor. Peki bu çocukların en büyük yoksunluğu ne?

  1.  Çok fazla uyarıcı etkenle karşı karşıya kalıyorlar.
  2.  Her köşede dijital bir ekranla muhattap oluyorlar.
  3. Konuşmayı çözmeden izlemeyi ve parmaklarıyla ekranları kulanmayı öğreniyorlar.
  4. Geri bildirimi çok sert, dürtü bozukluğu ya da duygu bozukluğu gibi tanımlara maruz kalıyorlar.
  5. Birçok benzeri kalıbın içinde varlık göstermeye çalışırken kendi yaşıtlarıyla en az görüşen kuşağın bir anda okularda birbirleriyle aynı ortama girmesi dev bir survivor ortamına dönüşüyor.

 Şiddetin Etkileri:

  • Duygusal Zorbalık: Çocuklar, okulda yaşıtları tarafından alay edilme, dışlanma veya aşağılanma gibi durumlarla karşılaşıyorlar. Bu tür duygusal zorbalık, çocukların özsaygısını ve özgüvenini olumsuz etkiliyor.
  • Anksiyete ve Depresyon: Psikolojik şiddete maruz kalan çocuklar, anksiyete ve depresyon gibi ruh sağlığı sorunlarıyla karşılaşabilirler. Sürekli stres altında olmak, duygusal olarak istikrarsızlaşmalarına ve ruh sağlığı sorunları yaşamalarına neden olabilir.
  • Öğrenme Güçlükleri: Duygusal zorbalık veya sürekli stres altında olmak, çocukların dikkatlerini dağıtabilir ve öğrenme süreçlerini olumsuz etkileyebilir. Bu durum, akademik performanslarını düşürebilir ve okula karşı olumsuz bir tutum geliştirmelerine yol açabilir.

Fiziksel Şiddetin Etkileri:

  • Yaralanmalar ve Sakatlıklar: Fiziksel şiddet, çocukların fiziksel sağlığını doğrudan tehdit eder. Kavga veya saldırılar sonucunda çocuklar yaralanabilir ve hatta ciddi sakatlıklar yaşayabilirler.
  • Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Fiziksel şiddete maruz kalmak sadece dayak ve vurmak gibi de kısıtlı değil; itilmek, düşürülmek, tuvalete kapatılmak, baskı kurmak ya da birbirlerinin eşyalarını almak ya da kırmak, çocuklarda travmatik stres yaşanmasına neden oluyor. Bu durum, travma sonrası stres bozukluğu olarak bilinen belirtileri içerirken, konuşma bozukluğu, sebepsiz ağlama, devamlı birilerine vurma, evden gizlice eşya götürme gibi daha önce bilmediği davranışları ortaya koymaya başlıyor.   İlkokullarda 1. Sınıflara kadar inen şiddet, en çok da çocuğunun sorunlarını kabul etmeyen, reddeden ya da sorunları ne kadar büyütüyorsunuz gözüyle bakan ebeveynlerin kaçış psikolojisiyle hareket etmesi, sorunların çığ gibi büyümesine neden oluyor.
  • Davranış Sorunları: Fiziksel şiddete maruz kalan çocuklar, öfke patlamaları, saldırgan davranışlar veya sosyal izolasyon gibi davranış sorunları geliştirebilirler. Bu tür davranışlar, çocuğun arkadaşlarıyla ilişkilerini etkilerken, okula gitmemek gibi devamlı  söylenmeler, ders yapmaya başlamadan dersten kaçmalara dönüşen ev krizlerine neden olabiliyor.
  • Okuldaki psikolojik ve fiziksel şiddet, çocukların sağlıklı gelişimini engelleyebilir ve akademik başarılarını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle, okullarda şiddetin önlenmesi ve şiddete maruz kalan çocuklara destek sağlanması son derece önemlidir. Okul yönetimleri, öğretmenler ve veliler, çocukların güvenliğini sağlamak ve sağlıklı bir öğrenme ortamı oluşturmak için işbirliği yapmalıdır. Ayrıca, çocuklara duygusal ve sosyal becerilerini geliştirmeleri için destek verilmeli ve şiddetin kabul edilemez olduğu konusunda net mesajlar verilmelidir. Böylece, çocuklar sağlıklı bir şekilde büyüyebilir ve gelişebilirler.

 21. yüzyılda teknolojiyle iç içe büyüyen çocukların hızla evrildikleri bu zaman diliminde onların enerjisini dengeleyecek alanlar ortaya çıkarmak gerekiyor. Okullarda dikkat dağınıklığının en yaygın sorun olduğunu düşünürsek, evde bize çok daha büyük işler düşüyor. Unutmayın, sizin çocuklarınız sadece sizin değil. Tüm çocuklardan hepimiz sorumluyuz ve hepsi bizim çocuklarımız…

Astrolog Zeynep Turan

Yazının Her Hakkı Saklıdır.

16.04.2024 Tarihinde Kaleme Alınmıştır.