SONBAHAR EKİNOKSU (23 EYLÜL 2018)

SONBAHAR EKİNOKSU (23 EYLÜL 2018)

Mevsim değişirken, sizler de kendinizi güncellemeye ne dersiniz?

Güneş’in 23 Eylül’de Terazi burcuna geçişi ile günlerin uzunluğu artık eşitlenmiş, Sonbahar gelmiştir. Bu üç aylık süreç; Terazi, Akrep ve Yay olarak astrolojide adlandırılır. Doğa ve insanlar bu üç aylık süreçte bir nevi kışın çetin koşullarına hazırlanırlar. Planlar yapılır, denge kurmaya çalışılır. Artık hasat zamanıdır. Ektiklerini biçme, yaşama verdiklerini geri alma zamanıdır.

Dengenizi kaybettiğinizi mi düşünüyorsunuz?

Sonbaharı her ne kadar hüzün olarak adlandırsak da aslında yeryüzü iç huzurumuzu dengelemek için kolları sıvıyor. Her gün hatta her saniye birbirini kovalarken tabi ki bizler de aynı kalmayacağız. Ekinoksların adeta görevidir düzen getirme, eşitleme… Evet, başlarda huzursuz olacağız çünkü dengeyi kurmak için önce bir sallanmamız lazım değil mi?

Gökyüzü eski defterleri temize çekmemiz için bizlere bir şans verirken, geçmişe sünger çekmemizi de istiyor bizden. Bu zamana kadar uğraştığımız, elimizden geleni yaptığımız konular ile ilgili bizleri sınava çekecek. Gökyüzü eski duyguları, yaşanılan kötü anıları geride bırak diyor ve kendine inanmanı istiyor.

Bundan sonra neler yapmalıyız?

• Öncelikle kendimize bir yapılacaklar listesi hazırlamamız gerekli. Ama gerçekçi bir liste! Neler yapmak istiyoruz, imkanlarımız nelere el veriyor? Boşa kürek çektiğimize inandığımız konuları şöyle güzelce bir tarafa bırakıyoruz.
• Bu ay hayatımızı toparlamaya başladığımızı unutmuyoruz. Kimimiz kendisine göre güzel bir yaz mevsimi geçirdi, kimimiz ise bitsin artık 2018 yılı diyor olabilir. Ancak hatırlatmalıyım ki hepimiz insanız ve belirli süreçlerden geçiyoruz. Bunun farkında olarak yola devam etmeliyiz.
• Kalp kırgınlıklarını, bizi kaygılandıran olayları geride bırakmaya niyetleniyoruz. Daha ne kadar sırtımızda taşıyabiliriz ki! Size yük olduğunu düşündüğünüz herkese, her şeye içten bir eyvallah diyoruz ve onları oldukları yere bırakıyoruz.
• Hırsları, kini, nefreti, sevgi cimriliğini bir kenara bırakıyoruz. Bunların hiç kimseye bir faydası yok ki size faydası olsun.
• Kullanmadığımız eşyalarımızı hayatımızdan uğurluyor, kullanmaya kıyamadığımız olumlu duyguları bol bol kullanıyoruz. Seviyorsak sevdiğimizi, özlüyorsak özlediğimizi ortaya döküyoruz.
• Herkese cevap vermekten vazgeçiyoruz. Bazı durumlarda gerçekten de hem lafa hem de söyleyene bakmak gerek!
• Kaygılarımız bizi değil, biz kaygılarımızı yönetiyoruz. Eğer hayatta bir güç savaşı verecekseniz, bunu sizi yoran duygulara karşı vermelisiniz.
• Umudumuzu asla kaybetmiyor, yardım etmekten çekinmiyoruz. Bir elin verdiğini diğer el görmeden yapıyoruz bunu.
• Şanssızım demekten vazgeçiyoruz. Kime göre neye göre şanlıyız ya da şanssızız? Kendimize sık sık hatırlatıyoruz, çok olsun istediğimiz olay olmadıysa vardır Hakk’ın bir hikmeti!
• Büyük konuşmaktan, asla demekten imtina ediyoruz. Hayat bu ya kim bilir belki de asla dediğimizi yaşarız!
• Affetmeyi, bağışlamayı büyüklük olarak görmekten vazgeçiyoruz.
• Hepimiz her şeyin en iyisine en güzeline sahip olmak isteriz. En iyisi bizim değil diye elimizde var olan en kötüsü demek değildir. Az olana şükretmeyi, çok olana dua etmeyi unutmuyoruz.
• Gerçekten de bizim yaşadığımız hayatın, başkalarının hayali olabileceğini aklımızdan çıkarmıyoruz. Düşmez kalkmaz bir Allah!
• Zamanı, ağlamakla, üzülmekle, kahretmekle geçirilemeyecek kadar önemli. Zamanı geri döndüremeyeceğimizi kendimize hatırlatıyoruz.
• Empati kurmaktan vazgeçmiyoruz. Eğer biz başkalarını anlayamazsak başkaları da bizi anlayamaz.
• İnandığımız yollardan geri dönmüyor, geri döndürmek isteyenlere kulak asmıyoruz. O yol sizin yolunuz!
• Kendimizi suçlamaktan vazgeçiyoruz. Gerçekten de olmuşla ölene çare yoktur.

Son olarak, yanınızda her zaman bir kâğıt ve kalem bulundurun. Yazmaktan asla vazgeçmeyin. Unutmayın, söz uçar yazı kalır.

Astrolog Zeynep Turan

15.08.2018

Yazının her hakkı saklıdır.