Yükleniyor . . .

OLGUN ERKEKLER, GENÇ KADINLAR!

Olgun Erkekler, Genç Kadınlar!

Yeni arayış içinde olmak bu yüzyılın rengi. Bu renk kendi içinde elbette kategorilere ayrılıyor. Siyah ve beyaz iki kutup olarak ilk bu noktada birbirini çekiştiriyor.  Ama arada kalan duygular bir harmoni kıvamında, ruhlara ve bedenlere de bu şekilde nüfuz ediyor. Belki de bu yüzden tercihlerimizi sorgulamadan harekete geçebiliyoruz. Evet, dönem; genç ve ergen bir kimliğe bürünüyor.  Zaman, toplumun geneline aykırı olan renkleri de bu vesile ile tecrübe ettirmeye devam ediyor. Aynen ilişkilere de yansıdığı gibi, bize yeni şeyler yaşatıyor ve bizi tanıklık ettiriyor.  21. yüzyılın en ergen yıllarından geçerken aslında kimse yorgun değil, mağrur olan da yok. Belki de kimse Leyla ya da Mecnun değil.

Tabular yıkıldı da bizim mi haberimiz yok?

Olgun erkekler de genç kadınlar da aynı harmonide birbirine hızlıca karışmak üzere. Bu iki kutbu birbirine çeken nedir? Neden olgun beyler kendilerini birer delikanlı gibi gözü kara eylemlere atıyor? Peki, neden genç kadınlar ve olgun erkekler kendi yaşıtları ile mutlu değil? Neden olgun erkeklere karşı ilgi artıyor?

Bu duruma dair bir sürü soru sormak mümkün. Her cevap kendi içinde aslında birer gizemli tutkuyu ya da belirsizliği saklıyor. Döngü; toplumlara mal olmuş doğruları adeta bir bulut gibi dağıtmak istiyor. Yürekler, sonradan akıl başa geldiğinde yaşanan pişmanlıklara önce büyük bir şevkle yaklaşıyor. Sıradışı denilebilecek ilişkiler çıkartıyor ortaya. Kimi geçmişini, kimi sahipsizliğini, kimi sabırsızlığını, kimi babasızlığını bastırıyor. Peki erkekler? Onlar da bu devrin amazon kadınlarının gölgesinde kalmaktan, belki de gerçekten avlanma ya da kaçış psikolojisiyle sığındıkları o genç kadınlarla Alis Harikalar Diyarı masallarını yazmak istiyor, kim bilir. Duygusal güvenceyi kendi içinde oluşturamamış kadınlarda ve erkeklerde bu dönem sık sık karşılaşılan bir durum bu. Bunun adına sadece basit bir tercih demek aslında işin özünü hafife almak ya da doğanın dengesine karşı çıkmak demek.

Olur ya olur kalbinde yer bulurum.

Hayatın olmazı zaten hiçbir zaman olmadı. İmkansız diye bir şey yok. Ama şimdi devir değişti. Aşklar da ilişkiler de kendi denklemlerini zorluyor bu neptünyen yüzyılda… Hal böyle olunca ateşin bacayı sarma şekli de farklı dengeler üzerine kuruldu. Mutsuz ruhlar, ne istediğinden emin olmayanlar, kendilerini çeken aykırı kutuplara ilgi duymaya uzun bir süredir başladı diyebilirim. Yaşının insanı olamamak belki de teknolojinin işi bulandırmasıyla birlikte her şey biraz daha karıştı. Herkes yeni olana ayak uydurmaya çalışırken aslında kendi özündeki gerçekliği kaçırdı. Bir diğerine benzer davranmak kendi içinde fenomenlerini oluşturdu. Kendi benliklerine bile radikal kaçabilecek, saklı aşk hikayeleri yaygın bir popülerlik oluşturdu. Bu esnada ruhlar da bedenler de tutkularını, arzularını kendi yaşıtlarına değil macera gördükleri yerlere kanalize etti. Açıklık, netlik, dürüstlük ve güvenilirlik bir çekmecenin içine kondu ve üzerine kilit vuruldu.

Toplumun her kesiminde jenerasyon ve yaş farkına rağmen bu tarz ikili ilişkiler yaşanıyor. Ancak nispeten büyük ve metropol şehirlerde farklı olmak, farklı duygular yaşamak isteği daha yaygın. Her şeye çarçabuk ulaşmak, zor olanı bile hırsla almak, paranın konuştuğu yerde gururun ucuz olduğu yaşamlarda ve bireysel tercihlerde belki de imkânsız olana insanlar aşk adını veriyor. Evet, nerdeyse artık imkânsızlık diye bir kavram yok bu yeni yüzyılda. Ulaştığın her şeyi bitirip çabuk tükenmek maalesef ne istediğini bilmemeye kadar sürüklüyor insanı. Kendi dengine kavuşmak yerine dengesiz olana bir köprü kurmaya çalışıyor insan. Ve ardından karmaşık ilişkiler, mutsuzluk, geçici dokunuşlar büyük dramlara dönüşüyor.

Varsa kendi içinde bir adaleti, güveni, karşılıklı anlayışı ve menfaatsiz yaklaşımları elbette mutlu olmamak için bir neden de yoktur. O zaman işte herkes kendi tercihini yaşar, deriz ve çıkarız işin içinden.

Sorun kendinize! Aradığınız aslında ne?

Aşk mı?

Tutku mu?

Cinsellik mi?

Güven mi?

Güvence mi?

Cesaret mi?

Macera mı?

Sevgi mi?

Anlayış mı?

Aklımıza gelmeyenler belki de bu yüzyılda hep gözümüzün önüne gelecek, belki de her şey gibi ilişkiler de kendi içinde bu yüzyılın en farklı rengi olacak. Ne de olsa çağın sorgulayanından ziyade geldiği gibi yaşayanı çok…

 Zeynep Turan

 19-04-2017  

Yazının Tüm Hakkı Saklıdır. 

Günün Ruh Hali
Ay ateşin değişkeninde. Tecrübenin sert bir öğretmen olduğunu göreceğiz. Hayat sınavından kalanlar, büyük derslerle karşı karşıya kalacaklar.
Zeynep Turan
Hakkında
Astroloji bir yol haritasıdır. Hayatınızla ilgili keskin bir viraj aldığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Peki, o zaman size bir soru; İçinde bulunduğunuz dönemin hayatınızdaki en zor dönem olduğuna nasıl karar veriyorsunuz? Astroloji bunları yıl yıl cevaplıyor! Zeynep Turan; doğum haritanızda yani horoscope haritanızda, size özel olayları anlatırken, olayları nasıl yöneteceğinize dair danışmanlık da veriyor…Siz doğum bilgilerinizi veriyorsunuz, Zeynep Turan doğum anınızdaki gezegen konumlarından hayatınızda neyin öne çıktığını anlatıyor.
Yükselenini Hesapla
2023 Karar
Gezegen hareketleri 2023’ün seçilmiş bir yıl olduğunu iddia ediyor...