Suçlu Kim?

Suçlu Kim?

Bu hayatta en büyük kötülüğü kendimize yapıyoruz.

İtiraz etmeden önce bir düşünün...

Aslında bizi üzmelerine bizden başka kim izin veriyor diye soracağım? Ama o öyle değil diyeceksiniz. Aslında tam da öyle... Bir şekilde kendimizi kandırmak isteğimizi bir türlü kabul etmeyiz. İşimizi belkilere bıraktığımızla asla yüzleşemeyeceğiz. İlişkilerimizi risk alarak yürüttüğümüzü kabul etsek belki de hepimiz en iyi ticaret adamları seçilirdik. Gerçi, hoş onlar da hiçbir şeyin geçmişini incelemeden pisipisine riske girmiyorlar ya. İşte düşünün durumun vahimliğini...

O ‘belki’ler yüzünden kaç güne, kaç saate, kaç keşkeye mahkûm oluyoruz. Aklın yolu ile kalbin yolunun ayrı olduğunu biliyorum. Ama artık samanlıkta seyran olan gönüllerin dünyasında değiliz. Küçücük çocuklar bile neyin ne olacağını hesaplamaya kalkıyorlar. Peki, sorun ne diyeceksiniz: Aslında sorun kendi eksikliklerimizle yüzleşemediğimiz için ya da kendi baskın yönlerimizle başka şansımız olmadığını düşündüğümüz için de olabilir.

Seçtiğimizi düşünüyoruz ya da diğer bir şekilde ifade edeyim: Eğer hak etmediğimiz şeyler yaşıyorsak bu kendimiz de gördüğümüz değerdir. Yani işin içinden bencil olarak çıkın demiyorum. Ama hayatımın bir tarafları iyiyken diğer tarafta ilişkilerim iyi değil diyorsanız, hangi yönünüzü eksik görüyorsunuz? Bakın güçsüzsünüz demiyorum. Çünkü güçle alakası yoktur hak etmediğin şeyleri yaşamanın, bir tür kurban ilan etmekle ilgilidir. 

Düşünün, SİZİN SEÇİMİNİZ olan ilişiklerden neden memnun değilsiniz? Gerçekten sebep ne? Mutlu olmak için verdiğiniz mücadelenin neresindesiniz? Hayatın bize tayin ettiği ana yoldan çıkamayız. Ama günlük hayatta hangi ara yolu kullanacağımızı biz belirleriz. Ya da ailemizi biz seçmeyiz ama dostumuzu, arkadaşımızı, sevgilimizi ve eşimizi biz seçeriz...

Astrolog Zeynep Turan

03.07.2015