Yükleniyor . . .

Bendeki 'Ben Kırıntıları...

Kafamız hep mi dolu, aklımız hep mi karışık?

Geçmişe dönmemize neden olan tek sebep hafızalardan silinmeyen anılardır. Yaşanmışlıkların izleri tozlu raflarda; siz ne zaman açarsanız o zaman canlanır. Yaranızı kaşıdıkça daha derine inersiniz. Artık sizin olmaktan öte başkalaşmıştır. Kutsal bir hazine gibi saklamayı tercih edersiniz. 
 
Anıların olması mıdır ihtiyacımız, yoksa yeni anlarla hayatımıza şekil vermek midir istediğimiz? Bazen biz bile bilmeyiz ki ne istediğimizi. 
 
Hayatın bir parçasından tutunuruz. Herkesin kendine göre tutunduğu bir dal vardır sonuçta.
 
İnkar etmek ise ayrı bir penceredir, hayata açılan. Geçmişi, yaşanılanları, duyguları her şeyi yok saymak belki de kendini yok saymaktır. Ama bunun ne kadar farkındayız? Bu sorunun cevabını bulmaktır önemli olan.

 
Kalabalıklardan sıkılırız, kaoslar, çatışmalar, sevgi, aşk yok deriz; kimse kimseyi anlamıyor, tüketim toplumu olup çıkmışız diye savuştururuz, ihtimalleri. Kime göre yok? Siz mi tekrar sevmeye, duygularınızı açmaya hazır değilsiniz? Yoksa hazır olmadığınıza kendinizi mi inandırıyorsunuz.
Kabul etmek bu kadar zor olmasa gerek... Acı çekmek ise tamamen bizim tercihimiz...
 
Farklı bir yönden bakılırsa; bugün ya da geçmiş, ne kadar derine inilirse inilsin, özlenen ya da özleyen biri olmadığını düşünenler vardır. Sıkı sıkı bağlanırlar bu teorilerine. "Kimse beni özlemiyor, kimsenin içinde yer etmedim mi?" diye sorgularken, kendimizi de yoklarız; Ben kimi özlüyorum? Benim için vazgeçilmez olan kimdi?
 
Siz hangi kıyıda olmak isterdiniz?
 
Hayattan ne kadar beklentin olursa, o kadar kırılma, üzülme olasılığı da yüksektir. Beklentilerini düşük tutmak gerekir anlamı çıkmıyor tabii ki. Kabullenmek her zaman bir kaybediş değildir. Hazırlıklı olmaktır aynı zamanda da...
 
Kah gülersin, kah ağlarsın.
 
Başkalarının hayatlarına özenirsin. Dışarıdan süslü, mükemmel gelen bir şeyin içinde olduğunuzda ise büyülendiğiniz masal yoktur artık. Sonra anlarsınız aslında yaşadığınız hayatın eşsiz, biricik olduğunu. Acısıyla tatlısıyla sizindir o! Ne olursa olsun, seversiniz... 
 
 
İnsan her zaman bir sebebe tutunmak ister. Kimi zaman kendi canını yakarak, kimi zaman başkasının canını yakarak... 
 
Kendi denizimizde kayboluyoruz, farkında olmadan. Kılavuz siz misiniz? Hayır. Sadece bir yolcusunuz. Bulacağım umuduyla daldığınız sularda kimi arıyorsunuz aslında; uzun zaman önce geride bıraktığınız benliğiniz mi, yoksa sizi esir alan duygularınızı mı?
 
Yüzleşme
 
En önemlisidir. İnsanın başkalarına vereceği bir cevap her zaman vardır. Ama kendilerine gelince bütün kelimeler toz olup uçar. En çok kendimizden korkarız. Ne zaman kendimizde cevapları buluruz, o zaman artık iç huzurumuzu da bulmuş oluruz.
 
Cevapları ararken, başka sorular bulmayın.
Cevabı bir başkasında aramayın.
Yüzleşin, kendinize dürüst olun.
Unutamam demeyin,"bu kadar güçsüz müyüm?" deyin.
Özlem duymak kötü bir şey değil, ama anılara bağlı yaşamak ne kadar doğru...
 
Astrolog Zeynep Turan
Yazının Her Hakkı Saklıdır
Zeynep Turan
Hakkında
Astroloji bir yol haritasıdır. Hayatınızla ilgili keskin bir viraj aldığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Peki, o zaman size bir soru; İçinde bulunduğunuz dönemin hayatınızdaki en zor dönem olduğuna nasıl karar veriyorsunuz? Astroloji bunları yıl yıl cevaplıyor! Zeynep Turan; doğum haritanızda yani horoscope haritanızda, size özel olayları anlatırken, olayları nasıl yöneteceğinize dair danışmanlık da veriyor…Siz doğum bilgilerinizi veriyorsunuz, Zeynep Turan doğum anınızdaki gezegen konumlarından hayatınızda neyin öne çıktığını anlatıyor.
Yükselenini Hesapla
2023 Karar
Gezegen hareketleri 2023’ün seçilmiş bir yıl olduğunu iddia ediyor...