“EVET” DEMEDEN ÖNCE DOĞRU KİŞİ OLDUĞUNDAN EMİN OLUN
Yaşamdan beklentimiz sevgi ile orantılıdır. Kendimizi keşfettiğimiz yer ise ilişkilerimizdir. İlişkimizde kıta keşfetmişçesine davranmamızda karşımızdaki insanın duygularında ve kararlarında etkili olmaya çalışma içgüdüsüdür. Ne kadar sevilirsek o kadar sever, o kadar az sorun çıkacağını düşleriz. Hâlbuki bir ilişkinin berrak bir şekilde yaşanması için suların bulanmasına izin vermek gerekir. Aksi takdirde sorunlara uzun vade de nasıl çözüm üreteceğinizi, birbiriniz için ne kadar doğru olup olmadığınızı görmeniz mümkün olmayacaktır. Hayatınızın erkeğiyle tanıştınız, ilişkiniz de evliliğe doğru gidiyor. Ama kafanızda soru işaretleri var. O zaman evlenilmeyecek erkeklerin özelliklerini mutlaka okumalısınız. Olmaması gerekeni bilmek sizi her zaman bir adım ileriye taşır.
- Eğer dokunmatik bir kişiliğiniz var ise; sevgisini gösteremeyen erkek, bir süre sonra sizi sıkacaktır. Sevildiğinizi hissetmek ve karşı tarafa adım atmadan da ilgisini göstermesini isteyeceksiniz. Bir süre sonra bu özelliği sizi yoracak ve vazgeçme sürecine gireceksiniz.
- Eğer bireysel büyüdüyseniz; anne bağımlısı olan, ailesinin sözünden her defasında etkilenen, kendi fikri yokmuş gibi davranan bir erkekle yapacağınız evlilik oldukça çileli olur çünkü ona ulaşmanız için önce ailesini geçmeniz gerekir.
- Eğer işine sizden önce âşık olduysa; işkolik bir erkek en zor erkektir. İlk etapta çalışkan olması gözünüze hoş görünecektir. Ama idealist ve iş için tüm hayatını ikinci plana atan bir eş size ve ailenize zaman ayırmayacağı için tek kişilik bir ilişkiyi yaşamak zorunda kalırsınız.
- Eğer bonkör bir ailede yetişip eli bol iseniz; gündelik hayatınız da kendinize ve sevdiklerinize cömert davranırken bir süre sonra eşinizin maddi hesapları sizi yoracaktır. Bu zıt özellik ilişkileri zehir eden üstelik çözümü olmayan bir durumdur.
- Eğer her konuyu konuşarak çözmeye alışıksanız; asla hatasını kabul etmeyen kişiyle sorunlarınızı nasıl çözebilirsiniz? Bu da ilişkide sen ben meselesine dönerken, kişilik çatışması kaçınılmaz son olur.
- Eğer sakin bir kişiliğe sahipseniz; sevdiğinizin yüksek davranışlarını ilişkinin ilk dönemlerinde onun kendi ifade etme şekli olarak algılasanız da bir süre sonra öfke kontrolünü yapamayan, her sinirlendiğinde bağırıp çağıran, sizi bastırmaya çalışan birisi haline dönüşecektir. Bir de sorun çözme şeklinize uzak olan bu tavrıyla iyice kendinize yöneleceksiniz. Ayrıca öfke kontrolünü kaybetme, eşyalara zarar vermeye, aşağılamaya kadar gidebilir. Psikolojik şiddet uygulayıp uygulamadığını ise, etrafa zarar verme ya da sakinleştikten sonra kendini acındırma gibi çıkışlarıyla anlayabilirsiniz.
- Eğer ketum bir kişiliğe sahipseniz; özel hayatınızı her yerde konuşan, sizi arkadaşlarınızın, çevrenizin yanında utandıran birisiyle beraber olmanız sinirlerinize hakim olmakta sizi zorlayacaktır. Çünkü sizi siz yapan özeliğinize ters davranışları evlilikte birbirinizden bir şeyler gizlemeye kadar gidecektir.
- İnsancıl ve duyarlı bir kişiliğe sahipseniz; nezaketi sadece size gösterip, etrafındaki insanlara kaba davranan birinin bir gün size aynısını yapmayacağı ne malum? Kaldı ki bu sizin kişiliğinizin tersi bir tarzdır. Kaldı ki sizin yanınızda yaşanan bu itiş kakış konuşmalar kendinizi kötü hissetmenizi sebep olacaktır. Böyle biri ile mutlu olmanız imkânsızdır.
- Eğer sosyal bir insansanız; sosyalleşmeyen, arkadaşlarıyla görüşmeyen, yalnızca sizinle vakit geçiren bir erkekten çok kısa zamanda sıkılırsınız. Bu durumu çözebileceğinizi düşünüyorsanız kendinizi kandırmış olursunuz. Kaldı ki bu tarz erkekler evlendikten sonra eşlerini de kendi seçimlerine getiriyorlar.
- Eğer yaşamanıza önem veriyorsanız; kötü alışkanlıkları olan (alkol, uyuşturucu, kumar bağımlılığı gibi) insanlardan uzak durmalısınız. Eğer böyle biri ile ilişkiniz var ise önce bu alışkanlıklarından kurtulmak için mücadele ettiğini görüyor ve ikna oluyorsanız devam edin.
- Eğer tek eşli ve kıskanç biri iseniz; birçok hayata adapte olmaya çalışan bir erkek asla size ait olmayacaktır. Aldatan erkeklerin hepsinden uzak durmalısınız. Bunun açıklamasını kendinize geçiştirme cevaplarla yaparsanız en büyük hatayı göz göre göre yaparsınız. Atalarımızın da dediği gibi can çıkar, huy çıkmaz.
- Eğer takıntıları olan insanlar siz yoruyor ise; düşünsenize en sevdiğiniz arkadaşlarınızdan bile sırf bu benzer özellikleri yüzünden uzaklaşmışken, saplantılı, hep aynı konuya odaklanıp tekrar tekrar aynı şeyleri konuşan biri ile ne paylaşabilir ya da neyi hayal edebilirsiniz? Size ne vaat ederse etsin ilk 7 yılda yaşamınızın kısıtlandığını hissedeceksiniz.
- Eğer söz sizin için senet ise; hayat yolunda herkesin başvurduğu geçiştirme cevaplar vardır. Sorun şu ki bunu alışkanlık edinmiş biri ile zaman nasıl geçecek! Bir süre sonra verdikleri sözün tutulmadığını gördükçe içinizdeki öfkeyi yönetmekte güçlük çekebilirsiniz. Konuşmalarını bir yere dayandırılmayan insanlar inandırıcılığını yitirir. Siz ilişkinizin içinde devamlı aynı yere gelip takılıyorsanız verdiği sözleri tutmayan biri ile geleceğinizi nasıl inşa edebilirsiniz?
- Yalandan nefret ediyor ve bu konu da çok hassas iseniz; size sürekli yalan söyleyen ya da bahaneler üreten bir erkeğe tahammülünüz azalacağı gibi güveniniz hiç gelişmeyecektir. Güvenin gelişmediği yerde sevgi çoğalmaz unutmayın.
- Hayatınız boyunca sorumluk aldıysanız; sorumsuz erkeklerden uzak durun. Kendi hayatını toplayamayan bir insan, birlikte yaşamın ve bir evin maddi manevi sorumluluklarını yerine getiremeyecektir. Bir süre sonra tüm sorumlukları size yıkacağı gibi en iyi insan profiline bürünüp kendini şanssız gösterecek bir de çevre tarafında eleştirileceksiniz.
Metot: Kendinize ve sevgilinize ön yargılı olmamak için ilişkinizin 15. ayından sonra bu maddeleri bir daha okuyun. Eğer siz hala kendi kişiliğinizden ödün verip sevginizi ayakta tutmaya çalışan tarafta iseniz yorgun düşmüşsünüz demektir. Bu durumda siz de sevgilinizde evlenmeye hazır değilsiniz.
Astrolog Zeynep Turan
06.02.2016
