Yükleniyor . . .

ANNE OLMAK

Yüreğimizi ısıtan, yaralarımızı narin elleriyle iyileştiren, korkularımıza su serpen, hüzünlerimizde bizi sımsıkı sarmalayan, tüm kötülüklere karşı tüm gücüyle, bizi koruyup kollayandır; annelerimiz. Çocukken uzanamadığımız dalları ellerimize kavuşturan, ilk adımlarımıza kucak açan, düşerken kanayan yaralarımıza sızlayan, hastalandığımızda telaşla başımızda nöbet tutandır annelerimiz.  Onlarladır sabahlara taze ekmek kokusuyla uyanmak.

Kâbuslu gecelerimizde sıcacık koynuna sığındığımız, korkularımızda eteklerinin ardına saklandığımız annelerimiz!  Çilesini, ne çektiğini, nasıl yorulduğunu geç anladığımız; sızısını geç yakaladığımız ‘’sen de anne ol anlarsın’’ derken iç çeken annelerimiz! Gün gelip onu anladığımızda, ‘’Gerçek sızının ve yüzleşmenin en yalın halini yaşatansın anne’’ diyeceğiz. Çünkü o, hayatı her haliyle anlatmak ister. Korumak kollamak, dünyaya hazırlamaktır tek derdi. Bilmeyiz dünyayla yüzleşene kadar ne demek istediğini. Yüreğimiz ile yaşama dalarken, bu kez dizlerimizin değil kalbimizin kanayacağını hesaba hiç katmayız. Yıkılmadık ayaktayız sözünü göstermeye var gücümüzle devam ederiz.  Bu yüzdendir ki ilk kafa tuttuğumuz sizlersiniz anneler. Söylediğiniz her şeye ‘’Ben biliyorum’’ deyip bin bir çeşit cevap verirken, kendimizi ispat etmeye çalışırken, aslında sadece büyüyorduk! Büyüme sancısını en derinlerde yaşarken, sen nereden bileceksin derken aslında içten içe yüzleşmeye korkuyorduk. Belki de yanıltmaktı, hayatın başka türlü olduğunu gösterebilmekti tek derdimiz. Ya da belki sizin kadar güçlü olmaya uğraşıyorduk.

Hayat bizimle raks ettiğinde, eteğimize, paçamıza takılıp düşeceğimizi en önce hisseden yine annelerimizdi. Yaşımız ilerleyip bir de yalnızlık yüreğimize çökmeye başladığında, tek gerçeğin annemiz olduğunu gördük. Hayat bizi bir bir çözdükçe, sizlerin dualarından başka hiçbir yere sığamadığımızı fark ettik. Evlat olduğumuzu yara alınca anladık. Kırılınca annelerin sıcak kucağına, kalbine ne kadar büyük bir bağla bağlı olduğumuzu fark ettik. Olmuyor işte,  bir günde anlayamıyoruz annemizi, bir günde hayatı çözemediğimiz gibi…

Meğer büyümek; kanatlanıp uçmak, yaşamın öznesini buldum sanmak değilmiş. Hakikat, annelerimizin dualarında yer bulmakmış. Tüm bunları anlamanın bile bir zamanı varmış. Öyle ya da böyle öğretiyormuş hayat… Meğer hayatın bir yaradanı varmış yarına kimi çıkaracağını bilmediğimiz, bir de vazgeçilmeyeni varmış annelerimiz gibi! Zaman, gün geçtikçe omuzlarımıza yüklenirken, gelip geçerken hayatımızdan gönülden bağlıyız sandıklarımız, annelerimizin çıkarsız, saf sevgilerinin kıymetini anlamaya başlarız. Biliriz ki; kızmalarında bile aslında bizleri düşünür. Kimi zaman sevgisini göstermekten çekinir, içi içini yer. Kimi zaman ufacık gülümsemesiyle içimizi ısıtır. Güvendir annenin adı. Şefkattir, merhamettir, hüzündür, mutluluktur, adanmışlıktır, güçtür, mücadeledir. 

Şimdi şimdi anlıyorum yaş aldıkça, zaman sivri köşelerimizi törpüledikçe… Tabii bunu cesaretle atan kalbimiz değil, hayatla pişen yüreğimiz daha çok anlıyor. Anne demenin, sadece süt demek, cennet demek olmadığını da, yaşam seni o tecrübe silsilesinden azad ettiğinde anlıyorsun. Annelerimiz, hayatımız boyunca yetemeyeceğimiz varlıklardır. Doğan her canlının bir annesi olduğu gibi, aslında toprak da anadır bizim bu diyarda, bu vatanda! Doğurmadığı halde analık yapanların da çok hikâyesi vardır. İster doğursun ister doğurmasın hiç fark etmez, sahiplenme içgüdüsünü yüreğinde taşıyan her canlının hak etiği bir mertebedir analık.  Kimi kardeşine analık yapmıştır, kimi yeğenine, kimi öğrencisine, kimi çiçeğine, kimi kedisine! Allah ana yürekli kadınlara, erkeklere, bizi dünyaya getiren ayaklarının altına cennetin serildiği annelerimizin yürekten gelen ‘’hakkım helal olsun’’ sözünü nasip etsin. Çünkü annelerimizin böyle günlerde, börtü böcekten, yemekle hediyeyle renklendirilmiş anlık sevinçlerden çok, yürekten dökülen sözlere ihtiyacı olduğunu unutmayın. Bütün imkânlarını seferber ederek tahtımızı yapıp mutlu olan; bahtımızı yapmaya gücü yetmediği için de sabah akşam, gece gündüz dua eden analarımıza yürekten dökülen sözler söyleyin.

Annelerinizi bir değil her gün hatırlayın…

Astrolog Zeynep Turan

24.04.2018

Yazının her hakkı saklıdır.

Günün Ruh Hali
Ay toprağın değişkeninde. Neden-sonuç ilişkisi kurmak isteyeceğimiz bir gün! Evde hummalı bir temizlik yapmak isteyeceğiz. Saman altından su yürütenler hayal kırıklığına uğrayabilir.
Zeynep Turan
Hakkında
Astroloji bir yol haritasıdır. Hayatınızla ilgili keskin bir viraj aldığınızı düşünüyor olabilirsiniz. Peki, o zaman size bir soru; İçinde bulunduğunuz dönemin hayatınızdaki en zor dönem olduğuna nasıl karar veriyorsunuz? Astroloji bunları yıl yıl cevaplıyor! Zeynep Turan; doğum haritanızda yani horoscope haritanızda, size özel olayları anlatırken, olayları nasıl yöneteceğinize dair danışmanlık da veriyor…Siz doğum bilgilerinizi veriyorsunuz, Zeynep Turan doğum anınızdaki gezegen konumlarından hayatınızda neyin öne çıktığını anlatıyor.
Yükselenini Hesapla
2023 Karar
Gezegen hareketleri 2023’ün seçilmiş bir yıl olduğunu iddia ediyor...